Arnavut'un Nasihati

Arnavut'un Nasihati

ARNAVUT'UN NASİHATİ

Zihnen düşüverdim üçüncü kattan,
Başıma saracam, kravat getir!
Bir nasihat aldım şu Arnavut'tan:
“Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
“Gamsız, kedersiz ol bir duvar gibi,
Gevişle huzur bul, bir davar gibi!
Sade yaşa, tuzsuz bir hıyar gibi,
Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
“Orta yolda yürü, tırmanma dağı!
Hangi karga geçmiş yemeden bağı?
Beynindeki bence örümcek ağı;
Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
“İlişme, karışma elin işine,
Sohbete gidenin gitme peşine!
Ne bu zikir, şükür? Yazık yaşına!
Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
“Kimseyle paylaşma bitivereni,
Kadın, kız peşinde kullan süreni.
Hızlı yaşa, genç öl! Bırak freni!
Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
“Elliye gelince namaz kılarsın!
Altmışı görünce Haccı sorarsın!
Yetmişinde derinlere dalarsın!
Ne şeytanı gör, ne salavât getir!”
 
Bi yaşıma girdim, gözlerim döndü!
Ümidim yıkıldı, dizlerim döndü!
Doğruyu anlatan sözlerim döndü!
Ne şeytanı gör, ne salavât getir(!)