Eskiyor...

Eskiyor...

Eskiyor...

Bedenimdeki tüm azalar eskiyor. Engelleyemiyorum!

Saçlarım eskiyor. Dökülüyor ve beyazlıyor, durduramıyorum.

Dişlerim eskiyor, sararıyor. Beyazlık gidiyor diplerden.

Gözlerim eskiyor, zayıflıyor. Eskisi kadar çok sayfa okuyamıyorum, bulanıyor.

Aklım eskiyor. Ezberlemek gittikçe zorlaşıyor, kelimeleri tutamıyorum.

Kaslarım eskiyor, gevşiyor. Ne yumruklarım sıkı, ne koşularım uzun artık.

Bir bilgisayarın parçaları gibi bütün parçalarım eskiyor ve garantisi yok!

Dünya eskiyor, kaynakları tükeniyor. Kalanlar için vahşiler kan döküyor.

Güneş eskiyor, mevsimler de eskisi gibi değil artık.

Rüzgar kokuyor, su kirleniyor, gıdalar sahte.

Ölüm kuşu ise tepemde, kanat çırpıyor aleyhte.

“Kime uzun ömür verirsek, biz onun yaratılışını (gençliğini ve güzelliğini) bozar, beli bükük hâle getiririz. O kimseler bunu idrâk etmez mi?” (Yâsîn 68)    

İlgili Video: