Giden Bin Hasret

Giden Bin Hasret

GİDEN BİN HASRET

Rahmet sel sel olmuş, şevk-i mekâna,
Gitmeyen bir hasret, giden bin hasret.
Hüccâcın yanında fevk-i devrana,
Girmeyen bir hasret, giren bin hasret.
 
Diller tesbih eder yüce Allah'ı,
Bilir gönülleri, işitir ahı!
Kara libas giymiş Kâbetullahı;
Görmeyen bir hasret, gören bin hasret.
 
Canlar cananına verir özünü,
En katının yaşlar bürür gözünü.
Hacer-ül Esved'e kara yüzünü,
Sürmeyen bir hasret, süren bin hasret.
 
Tavafı bitiren, koşuyor Say'e,
Zemzemini içen söyler telbiye.
Arafat dağına çıkıp vakfeye,
Durmayan bir hasret, duran bin hasret.
 
Eller bölüşüyor Cennet aşını,
Mü'min kurban eder kendi başını.
Nefis şeytanına ahlak taşını;
Vurmayan bir hasret, vuran bin hasret.
 
Kâmil kişi anlar, yaşar dinini,
Resul-i Ekrem'e verir kalbini.
Ravzâ kapısına tüm bedenini;
Sermeyen bir hasret, seren bin hasret…