Biz İstanbul'u Fethederken Bu Selefîler Neredeydi?

Biz İstanbul'u Fethederken Bu Selefîler Neredeydi?

yyaBiz İstanbul'u Fethederken Bu Selefîler Neredeydi?

Selefîlik, Vehhabîliğin kamufle adıdır.
Müslüman Türk milleti, Vehhâbî isminden tiksindiği için, bu bâtıl yolun yolcuları, buralarda insanları aldatmak adına, sözüm ona selef alimlerine bağlı oldukları takiyesi yaparak, 'Selefîyiz' derler.
 
Lakin dört hak mezhebin içinde Selefîlik diye bir mezhep yoktur. Bu Vehhabiler, tıpkı Şia ve Mu'tezile gibi, 'Ehli Sünnet' denilen ana gövdeden ayrılmış ve müçtehid rolüne bürünerek hevâlarına tapınmaya başlamışlardır.
 
İşin en çelişkili tarafı ise, Selef alimlerine bağlı olduklarını söyleyip, bu alimlerin en önde gelenlerinden dördüne (Ebu Hanîfe, Şâfî, Mâlik, Hanbel) tâbi olmamaları; dolayısıyla âyet ve hadisleri de onlardan daha iyi anladıklarını iddia etmeleridir!
 
'Biz hepsinden karışık alırız!' demeleri ise, bu müçtehid alimlerin fetvâlarının işlerine gelen bir kısmını kabul ettiklerinin, hevâlarına uymayan bir kısmını da reddettiklerinin göstergesidir.
 
Bundan daha vahim bir rezalet ise, Müslüman Türk milletinin 'müşrik!' (Allah'a ortak koşan) olduğunu iddia etmeleridir.
 
Tam burada, Allah'ın kahrıyla ahmaklaşmış olan bu sapkınlara sorulması gereken birkaç soru elzemdir;
 
"İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan; o ordu ne güzel ordudur!"(1) hadisini yüzyıllar önce gaybî bir mucize olarak zikreden Allah'ın Peygamberi, müşrik bir kumandanı (Sultan Fatih) ve müşrik bir orduyu mu methetmiştir?(!) (Hâşâ ve Kellâ)
 
Yoksa Efendimiz (aleyhisselâtü vesselam) bir bid'atçi midir?(!) (Hâşâ…)
 
Biz Türk milleti, Hanefî'lerle, Şâfî'lerle, Maturidî'lerle, Eşarî'lerle, mürşidlerle ve dervişlerle İstanbul'u fethederken ve Allah'ın Peygamberinin övgülerini alırken, bu Selefîcikler neredeydi?
 
Diyor ki, 'O zaman Selefî mi vardı hoca?'
E ben de onu diyorum!
Bataklıkta türeyen sivrisinekler gibi sonradan türediniz ve kan peşindesiniz.
Siz Vehhabîler, bizatihi bir bid'atsiniz!
 
“(Dinde) Sonradan ortaya çıkan her şey bid’attir; her bid’at dalâlettir (sapıklıktır) ve her sapıklık da insanı ateşe sürükler.” hadîsini her okuduğunuzda, kafanıza inen balyozu biz görebiliyoruz, ama siz hissetmiyorsunuz bile! (Müslim) Şimdi ya içtiğinizi terkedin, ya da bizi terkedin!..
 
1) Sahih haber, İstanbul'un fethi hadîsinin bazı kaynakları; (Ahmed bin Hanbel, IV, 335; Buhârî, et-Tarihu'l-Kebîr, I - 81; et-Târihu's-Sagîr, I - 341; Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebîr, II, 24; Hâkim, Müstedrek IV, 422; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, VI, 219)