BU KADAR AÇIK KONUŞMAKTAN KORKMUYOR MUSUNUZ?

BU KADAR AÇIK KONUŞMAKTAN KORKMUYOR MUSUNUZ?

BU KADAR AÇIK KONUŞMAKTAN KORKMUYOR MUSUNUZ?

Soru: Selamün aleyküm hocam. Beş altı ay kadar önce Youtube kanalınızla tanıştım. Selefilere, Şiilere, Diyalogçulara, Mealcilere ve Ondokuzculara yaptığınız reddiye videolarının nerdeyse hepsini izledim diyebilirim. Verdiğiniz delillerin ve ikna kabiliyetinizin çok kuvvetli olduğunu söylemeliyim. Size kanım çok ısındı fakat beni endişelendiren bir durumu söylemek zorundayım. Bu kadar açık konuşarak çok risk aldığınızı düşünüyorum. Elbetteki çok seveniniz vardır ve insanlar sizden gerçek İslamı dinledikçe sevenleriniz de artacaktır. Örneğin ben altı ay önce sizi tanımıyordum ama şu an sıkı bir takipçinizim. Sevenleriniz her geçen gün arttığı gibi ilminizle ipliği pazara çıkmış olan düşmanlarınız da gün be gün artacaktır.
Demek istediğim o ki bu ülkede sizin yaptığınızı yapan hocalar ya öldürülüyor ya da hapse atılıyorlar. Lütfen dikkatli olun çünkü sizden öğreneceğim daha çok şey var.
 
Cevap: Ve aleyküm selam kardeşim
 
Bu millet 1000 yıl önce İslam'la şereflenmiştir. Allah'ın dini olan İslam da 1000 yıldır bu topraklarda Ehli Sünnet vel Cemaat akidesinde, yani Peygamber ve Sahabesinin yaşadığı şekilde yaşanır. (Allah'ın selamı öğretmenlerimizin üstüne olsun!)
 
Bugün bu ülkede açıkça gördüğüm şeyse, Yahudi ve Hristiyanların, Selefilerin ve Şii'lerin Müslüman gibi görünen din adamlarını satın aldıkları ve küçük dünyevi menfaatler karşılığında 14 asırlık İslam'ı tahrif etmeleri için onları yüksek makamlara çıkarttıklarıdır.
 
İslam tarihine baktığımızda, Allah'ın dinini yaymak ve bid'atçilerin tahriflerini önlemek için fedakarlık yapmış ve bedeller ödemiş olan binlerce din adamı olduğunu görürüz. Kimi sürgün yemiş, kimi hapse atılmış, kimi dövülmüş, kimi asılmış binlerce din adamı...
 
Bu öncüleri sohbetlerimizde övünerek anlatır ama onlar gibi mücadele etmez ve cihattan kaçarsak, en başta kendimizi kandırmış olmaz mıyız?
 
Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:
 
"Cihadı terk ettiğiniz zaman, Allah size zilleti musallat kılar.
Tekrar dininize dönünceye kadar, onu üzerinizden atamazsınız." (Ahmed b. Hanbel, Müsned c.2/84)
 
Hayır! Bizler İslam'ın ve ümmetin düşmanlarına karşı cihadı terk edemeyiz. Kolay yolu tercih edip keyfimize gidersek, Allah bize yardım etmez ve bizi küffâra karşı zelil bir duruma düşürür.
 
Atamız Osmanlı'ya ve teb'asına bakın!
Ümmetin derdiyle dertlendiklerinde, zalimlerin dünyadaki mazlum Müslümanlara her elini uzatışında, Allah onları küfre karşı galip kılmış ve dünyanın liderliğini vermiştir.
Ne zamanki kendi dertlerine düşüp ümmeti unuttular ve cihadı terk ettiler, Rabbimiz yardımını kesmiş ve onlara zilleti musallat etmiştir.
 
Allah'ın izniyle, İslam'ı kendi dinleri gibi yıkmak isteyen Yahudi ve Hristiyanlarla ve onların değnekçisi olan bu saydığınız bid'at fırkalarıyla, son nefesimize kadar ilmi sahada cihad etmeye devam edeceğiz.
 
Elbette ki nefsimiz ve keyfimiz mücadeleyi sevmez, ama biz:
 
"Savaş(cihat), hoşunuza gitmediği hâlde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz." ayetine de iman etmedik mi? (Bakara 216)
 
"Eğer Allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir." hükmünde geçen 'elem dolu azap'tan korkarız ancak biz... (Tevbe 39)
 
“Su uyur, düşman uyumaz” derdi atalar...
 
Elbetteki, bu İslam düşmanları da bizim gibilere tuzaklar kuracaklar, itibar cellatlığı için montajlar yapacak, iftiralar atacaklar.
 
Öldürecek ya da zindanlarda tutacaklar ama biiznillah imanımızı bozamayacaklar.
 
Çünkü "...Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez..." ayetine de iman ettik biz… (Tevbe 51)