CİNLER VE KAHİNLER GELECEKTEN HABER VEREBİLİR Mİ?

CİNLER VE KAHİNLER GELECEKTEN HABER VEREBİLİR Mİ?

CİNLER VE KAHİNLER GELECEKTEN HABER VEREBİLİR Mİ?

Soru: Selamun aleykum hocam. Duyduğuma göre melekler kendi aralarında konuşurken cinler konuşmalarını dinleyip geleceği öğrenirlermiş. Cinler geleceği bilirmi? Kahinler, falcılar gelecekten haber veriyolar bu nasıl oluyo?

Cevap: Ve aleyküm selam

Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam, vahiy almaya başlayıncaya kadar, cinler ve cinler yardımıyla kahinler, geleceğe dair olacak olan bilgiler hakkında kulak hırsızlığı yapabiliyorlardı.
 
Ancak vahyin başlamasıyla birlikte, Allah Teala, Kur'an'ı korumak için bu cinlere ve şeytanlara bir set çekmiştir.
 
Ebû Hüreyre (radiyallahü anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhisselatü vesselam) buyurdu ki:
 
"Allah-u Teâla Hazretleri semâda bir işin yapılmasına hükmetti mi, Rabb-i Teâla'nın sözüne ihtiramla, melâike (aleyhimüsselam) korku ile kanatlarını birbirine vururlar. Rabb Teâla'nın işitilen sözü düz bir kaya üzerinde (hareket eden) zincirin sesi gibidir. Meleklerin kalplerinden korku açılınca (Cebrail ve Mikail gibi mukarreb meleklere):
 
"Rabbiniz ne buyurdu?" diye sorarlar. Onlar da:
"Allah-ü Teala hazretleri hakkı söylemiştir. Zaten O, yüce ve uludur" derler.
O'nun sözünü, kulak kabartan (şeytanlar gizlice) işitir. Kulak hırsızı şeytanlar (yerden göğe kadar) birbirlerinin üstünde (zincirleme) dizilmiş ve kulak hırsızlığına hazırlanmış bulunur.
 
Süfyan (İbnu Uyeyne) eliyle tarif etti:
 
Parmaklarını önce (üst üste) dizdi, sonra açtı. (En üstteki, ilâhî kelamı işitir ve alttakine verir, o da kendi altındakine verir. Böylece gele gele sihirbaz ve kahinlerin diline kadar ulaşır. Bazan kelimeyi aşağıdakine vermeden önce bir şahap, şeytana ulaşır. Bazan şahap kendisine isabet etmezden önce kelimeyi aşağısındakine vermiş olur. (Sihirbaz ve kâhinler kendilerine bu şekilde ulaşan hırsızlama habere) yüz kadar da kendileri ilâve ederek yalanlar düzerler.
Emr-i İlâhî yeryüzünde tahakkuk edince halk kendi arasında: "Bu işin olacağı bize daha önce falan falan günlerde haber verilmemiş miydi?" derler. Böylece, semada (kulak hırsızlığı yoluyla) işitilmiş olan haber böylece tasdik edilir." (Buhari, Tirmizî)
 
Konu hakkındaki ayetler:
 
“Şüphesiz ki biz, en yakın göğü (dünya semasını) bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. Ve (onu) her âsî şeytandan muhâfaza ederek (koruduk). (O şeytanlar, artık) mele-i a‘lâyı (semâdaki melekleri) dinleyemezler ve her taraftan kovularak (alevli yıldızlarla) taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azab vardır.” (Saffat 6-9)
 
“And olsun ki (biz), gökte burçlar yaptık ve onu, seyreden kimseler için süsledik! Hem onu, her kovulmuş olan şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da apaçık parlak (yakıcı) bir ateş parçası takip eder.” (Hicr 17-18)