Tarikat Tövbesi Ne Demek?

Tarikat Tövbesi Ne Demek?

Tarikat Tövbesi Ne Demek?

Tarikatta, tövbe almak diye birşey yoktur, tövbeye şahit tutmak vardır.
 
Tövbe almak, bozulmuş Hristiyanlık inancında, kilisenin kendine ilahlıktan bir pay çıkarttığı ve günahları bağışlamaya yetkili olduğunu iddia ettiği bir şirk uygulamasıdır.
Günahkar kişi, papazla bir kabinde başbaşa kalır ve ona günahlarını itiraf eder. İslamda ise günahları itiraf etmek değil, gizlemek ve açıklamamak makbul olandır. (Açıkladığın zaman, teşvik etmiş sayılırsın.)
 
Papaz, günahkarı dinledikten sonra, '20 dolar göklerdeki babamız için, 20 dolar da oğlu Mesih için kiliseye bağışla! Tanrının ve kilisenin bana verdiği yetkiyle seni affettim!' der.
Kabinden çıkan günahkar, 40 dolara tertemiz olma ve bütün suçlarından aklanma duygusunun verdiği zevkle, kiliseden kuş gibi ayrılır. Oysa bu büyük bir tiyatrodur!
 
Yerlerin ve göklerin sahibi olan Allah, günahları affetme yetkisini, Peygamberlere bile vermemiştir. Kişi, alacaklı olduğu kul hakkını affedebilir. Ancak Allah'a karşı işlenmiş olan suçların tek bağışlayıcısı, yaratıcımız olan Allah'tır.
 
Tarikat tövbesi ise, sünnete dayanır.
Kişi kendisinden daha salih ve daha âlim olduğuna hüsnü zan ettiği mürşidin ya da şeyhin ellerini tutar (Musâfeha) ve şöyle der, "Allah'ım! Bu biâtımı, kendilerinden razı olduğunu söylediğin sahabelerin, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama yaptıkları biât gibi kabul et! Bugüne kadar işlediğim bütün günahlarıma tövbe ediyorum ve huzurunda bulunduğum bu salih kulu da tövbeme şahid tutuyorum. Allah'ım, beni temize çıkar ve bütün günahlarımı affet!"
 
Artık iltica mektubu yazılmış ve af makamına postalanmıştır. Burdaki tövbenin kabul olup olmadığı kimse tarafından bilinemez. Burada, kişinin tövbe etmesine vesile olan mürşidin diyebileceği tek birşey vardır: 'Allah tövbeni kabul etsin!'
 
Tarikat tövbesinin yanlız başına yapılan tövbeden bir farkı da şudur ki, salih bir kul, bu tövbeye şahid tutulduğundan dolayı, kişide, Allah korkusunun yanında, kuldan utanma duygusunun da kuvvetlenmesine sebebiyet verir. Halk arasındaki, 'Allah'tan korkmuyorsan, bari kuldan utan!' deyimi, Allah korkusunun yanında hayâ duygusunun da, suç işleme meyline karşı ikinci bir fren mesabesinde olduğunu bize vazeder.
 
Tarikat tövbesinin Kuran'daki delili ise aşağıdaki âyettir:
 
"Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman, sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı." (Nisa 64)
 
Bu âyette Rabbimiz, biz günahkar kullarına tövbeyi nasıl yapmamız gerektiğini öğretiyor. Şöyle ki:
 
1. Semi' olan Allah, herşeyi işitmesine rağmen, 'sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlanmasını dileseler' cümlesiyle, günahkar olan kulun yanlız başına tövbe yapmasını değil, salihlerin en üstünü olan bir Peygamberin huzurunda tövbe yapmasını istiyor. Bu birliktelik, yapılan tövbenin kıymetini ve ciddiyetini arttırıyor.
 
2. 'Peygamber de onlara bağışlama dileseydi' cümlesiyle de, salih bir kulun aracı edilip, bizim için bağışlanma ve af dileyebileceği de beyan edilmiş oluyor.
 
Yine, Kuran'daki o salihlerden birisi olan Yakub aleyhisselamın sözüyle bitireyim:
 
"Oğulları, 'Ey babamız! Allah’tan suçlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten suçlu idik' dediler." (Yusuf 97)
 
"Yakub, 'Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.' dedi." (Yusuf 98)
 
Rabbim, son nefesimize kadar tövbemizde sebât etmeyi bize nasib etsin! Amin...    

İlgili Video: